5. Sınıf Peygamberimizin Hayatı Ders Kitabı Cevapları SDR Dikey Yayınları Sayfa 127

“5. Sınıf Peygamberimizin Hayatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 127 SDR Dikey Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

5. Sınıf Peygamberimizin Hayatı Ders Kitabı Cevapları SDR Dikey Yayınları Sayfa 127

Pek çok sahabi, Peygamberimize (s.a.v.) olan derin sevgisini ve bağlılığını çeşitli sözlerinde ifade etmiştir. Örneğin Hz. Ali’ye (r.a.), “Siz, Resulullah’ı ne kadar seviyorsunuz?” diye sorulduğunda o, şöyle demiştir: “Resulullah bize malımızdan, mülkümüzden, çoluk-çocuğumuz- dan, anne ve babamızdan daha sevgili idi. Ona, susadığımızda soğuk suya duyduğumuz arzudan daha çok arzu duyar ve onu daha çok severdik.”1

Bir keresinde Hz. Peygamber (s.a.v.) sahabilerle sohbet ederken Hz. Ömer’e (r.a.), “Beni ne kadar seviyorsun?” diye sordu. Bu soruya şaşıran Hz. Ömer (r.a.), “Seni canımdan başka her şeyden daha çok seviyorum ya Resulallah!” diyerek cevap verdi. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.), “Beni canından daha çok sevmedikçe tam olarak iman etmiş olamazsın ya Ömer!” buyurdu. Hz. Ömer (r.a.) hemen “O hâlde vallahi, şimdi sen, bana canımdan daha sevgilisin ya Resulallah!” dedi. Ardından Peygamberimiz (s.a.v.), “Şimdi oldu ya Ömer!” buyurdu.2

Sahabiler, Peygamberimize (s.a.v.) duydukları büyük sevgiden dolayı Allah Resulü’ne (s.a.v.) bir şey söyleyeceklerinde genellikle “Anam-babam sana feda olsun ya Resulallah!” diyerek söze başlardı. Bu, onların Hz. Peygamber’i (s.a.v.) ne kadar çok sevdiklerini göstermektedir.

Sahabilerin, Peygamberimize (s.a.v.) olan bağlılıklarının ve vefalı olmalarının temelinde, ona olan derin sevgileri vardı. Onlar, Allah Resulü’ne (s.a.v.) olan sevgilerinden dolayı her türlü zorluğa, sıkıntıya, müşriklerin baskı ve eziyetlerine göğüs germişlerdir. Evlerini, yurtlarını, yakınlarını terk ederek Peygamberimiz (s.a.v.) ile Mekke’den Medine’ye hicret etmişlerdir. Savaşlarda Peygamber Efendimizin (s.a.v.) yanında yer almışlar, düşman ordularıyla kahramanca savaşmışlar ve canlarını feda etmekten çekinmemişlerdir. Uhud Savaşı’nın en zor anında; Hz. Ebu Bekir (r.a.), Hz. Ali (r.a.), Sa’d bin Ebu Vakkas (r.a.), Ebu Ubeyde bin Cerrah (r.a.), Abdurrahman bin Avf (r.a.), Ebu Dücane (r.a.), Talha bin Ubeydullah (r.a.), Zübeyr bin Avvam gibi sahabiler, Peygamberimizin (s.a.v.) etrafını kuşatıp düşman askerlerinin oklarına, kılıçlarına karşı vücutlarını siper etmişlerdir. Birçok sahabi, vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanmıştır. Bu durum sahabilerin, Peygamberimize (s.a.v.) ne kadar büyük bir sevgiyle bağlandıklarını göstermektedir.

Bedir ve Uhud savaşlarında kahramanca çarpışan Zeyd bin Desinne (r.a.) adlı sahabi, Peygamberimizin (s.a.v.) Adel ve Kare kabilelerine İslam’ı anlatmak için gönderdiği on kişiden oluşan muallim grubunun içinde yer alıyordu. Ne var ki bu seçkin sahabiler, yolda çetelerin baskınına uğradılar. Bu zalim insanlar, eli silahsız sekiz sahabiyi şehit ettiler, Hubeyb bin Adiy (r.a.) ile Zeyd bin Desinne’yi (r.a.) de Mekke’ye götürüp müşriklere sattılar. Müslümanlara kin ve öfke duyan müşrikler, bu iki sahabinin ölümüne karar verdiler. Müşrikler, ölmeden önce Zeyd bin Desinne’ye (r.a.) alaylı bir tavırla şöyle dediler: “Ey Zeyd! Allah için söyle. Şimdi senin, ailen ile beraber olup yerinde Muhammed’in olmasını ve bizim de onun boynunu vurmamızı istemez misin?”

• Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

5. Sınıf SDR Dikey Yayıncılık Peygamberimizin Hayatı Ders Kitabı Sayfa 127 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.